"Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir…"
Biraz önce bir gazeteci arkadaşım aradı ve direkt söze girdi:
“Diyanet İşleri Başkanlığının Cuma hutbesini gördün mü?”
Görmemiştim.
ADINDA CUMHURBAŞKANLIĞI
OLAN BİR MAKAMIN HUTBESİ
Bana bir kaç cümlesini okudu ilk tepkim şu oldu:
“Olmaz böyle bir şey, olamaz.”
Biraz sonra haberler gelmeye başladı.
Evet resmen öyleymiş…
Ama önce şunun altını özenle çizeyim.
Bu hutbeyi yayınlayan yerin adı aynen şöyle:
“Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü…”
Yani adında “Cumhurbaşkanlığı” var.
BİZİM VERGİLERİMİZLE BİZİM
ÇOCUKLARIMIZA HAKARET
Hepimizin vergileriyle orada oturan, vergilerle verdiğimiz paranın yüzde 98’ini “Personeline verdiğini” itiraf eden Diyanet İşleri Başkanlığı aynen şu sözleri söylemiş:
(*) "Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır”
(*) “ "Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir…"
MEĞER FLÖRT, ARKADAŞLIK, GÖNÜL
İLİŞKİSİ ZİNAYI MEŞRULAŞTIRMAKMIŞ
(*) "'Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma’ gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. ‘Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik’ gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır.”
Vay vay vay…
Bizlerin ödediği vergilerle bizim kızlarımıza, kızkardeşlerimize, tanıdığımız tanmımadığımız kadınlara böyle hayasızca laflar eden bir Diyanet…
BU HUTBEYİ YAZAN, OKUTAN, OKUYAN
HEPİNİZ AYNI KAFADA MISINIZ
Ama ne diyeylim böyle bir hutbeyi kaleme alan, yayınlayan, yayınlatan, okutan, okuyan adamlara…
Hepiniz bu sözlerle aynı fikirde misiniz…
Öyleyse hepiniz bu iftiraların suç ortağısınız diyeceğim.
Ama hiç birini demeyeceğim.
SİZİ KENDİ GÖZÜMLE GÖRDÜM
ZİNA MI YAPIYORDUNUZ ORADA
Ben sözü Muhafazakar dünyanın insanlarına, kızlarına, erkeklerine, gençlere bırakacağım.
Hani şu gezerken her Kafesinden davet aldığım At Pazarı'nın genç muhafazakar müdavimlerine.
Hukka’da, Nargile salornlarında, muhafazakar mahallelerin muhallebicilerinde, üniversite kantinrlerinde, parklarda, sokaklarda birlikte oturan, muhabbet eden, kahve içen, muhallebi yiyen genç kızlara, genç erkeklere, insanlara sesleneceğim.
Sizleri gözlerimle gördüm.
Gayet arkadaşça oturuyor, sohbet ediyordunuz.
Zina mı yapıyordunuz orada gözümüzün önünde…
AT PAZARINDAKİ ARKADAŞLAR
CEVABI SİZ VERİN BU DENSİZLERE
Arkadaşlar Diyanet'teki bu densizlere cevabı siz verin lütfen.
Bu lafları edecek, size hakaret edecek, iftira atacak kadar kendinden geçmiş bu adamlara siz diklenin.
“Ne diyorsun sen arkadaş” deyin.
“Bize, kız arkadaşlarımıza ,erkek arkadaşlarımıza hakaret mi ediyorsun” deyin.
KİM VERDİ SİZE BU HAKARET
İFTİRA YETKİSİNİ, CÜRETİNİ
Nedir bu patavatsızlık..
Nereden buluyorsunuz bu ülkenin genç insanlarına, aynı sıralarda oturan, aynı kantinlerde birlikte oturun milyonlarca öğrencisine…
Sen, siz kimsiniz yahu…
Hangi cüret ve yetkiyle bu iftiraları atabiliyorsunuz Türkiye’nin milyonlarca insanına…
At Pazarı’nda gördüğüm, yan yana muhabbet eden, beni meyve kokteyli içmeye davet eden o güzel gençlere…
Üniversite kantinlerindeki aynı masada oturan o temiz insanlara…
Onların annelerine, babalarına, kardeşlerine…
SİZ BU ADAMLARIN BÜTÇESİNİ ONAYLAYAN MİLLETVEKİLLERİ SİZLER DE SORUMLUSUNUZ
Siz böyle çocukların annesi ve babası AKP’liler…
Siz Meclis’te Diyanet Bütçesini onaylayan milletvekilleri…
Siz de sorumlusunuz artık Diyanetin bu kendini bilmez tavrından.
Siz bu ülkenin gerçek din insanları…
“Gençler dinden neden uzaklaşıyor” diye kahrolan mütedeyyin insanlarımız.
Siz de sesinizi yükseltin.
Bir son verin artık Diyanet’in adını milletin itibar sıralamasında en dibe vurduran adamların bu tür hareketlerine.