2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ilk kez doğrudan halk oyuyla gerçekleştirilirken, oyların yüzde 51’ini alan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet yıkılmış oldu.
Güçler ayrılığın bağımsızlığını bitiren ve Türkiye’de hukuktan, adalete, demokrasiden, liyakata, ekonomiye kadar akla gelen herşey tek adama, Erdoğan’a bağlandı.
İşte bu süreçte yeniden parlamenter rejimi, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti savunan herkes, yeniden parlamenter rejime geçilene kadar, Cumhurbaşkanını Meclis’te ayağa kalkmayarak protesto etti.
Sonra, CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel, normalleşme adı altında, tüm CHP’lilerin Cumhurbaşkanı Meclis’e girerken ayağa kalkmasını istedi.
İşte ne olduysa her şey bundan sonra başladı.
Tek hedefimiz, parlamenter rejim yolunda bir kazanım elde edememişken, ne için ve ne karşılığında ayağa kalkıyoruz, diyen bazı vekiller ayağa kalkmayarak protestolarını sürdürdüler.
Özel’in tüm muhalefette kırılma etkisi yaratan kararından sonra, Özgür Özel’in seçimi nasıl kazandığı da tartışma konusu oldu.
Ve CHP’ye kayyum atanacağı konusu hemen her platformda seslendirilmeye başlandı.
Cumhurbaşkanı adayı Mansur Yavaş olduğu için Sözcü TV’den istifa eden gazeteci Yılmaz Özdil, “Özel savunduğumu biri değil. Ama başkanlık yargı ile elinden alınırsa, yargının önüne yatarım” diyecekti.
İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart’ta başlatılan operasyondan sonra geçen 44 günde halen ortalıkta bir iddianame yok.
Silivri’de olduğu için Özdil gibi muhalefet eden isimler bile İmamoğlu aleyhine yazmaktan imtina ettiler.
Kayyum yolu ile CHP’nin devredileceği söylenen Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, yargı yolu partiyi devralmasının söz konusu olmadığını belirtmesine karşın, kimi grupların sert eleştirileri, kimi zaman haksızlık noktasına ulaştı.
SEVGİLİ DEDEDEN, KÖTÜYE...
Düne kadar herkesin sevgili dedesi, bir anda kötü gösterilmeye çalışıldı.
Oysa en başından bu yana hedef, parlamenter rejime dönmek, güçler ayrılığını tesis etmekti, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet özlemiyle hareket edenlere karşı, İmamoğlu’nun ya da Kılıçdaroğlu’nun yolunu savunanlar kutupları belirledi.
Bir de, parlamenter rejim hedefini savunan, dürüst herhangi biri de adayımız olabilir diyenler, lider yerine sistemi savunuyordu.
CHP Şişli Belediye Başkanlığı aday adayı olan Avukat Emin Vahap Şimşek, solun tekrar fabrika ayarlarına dönmesi için sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
YOLSUZLUKTAN, HIRSIZLIKTAN SİYASİ KAHRAMAN ÇIKMAZ
"68 Kuşağı devrimci gençleri, emperyalizme, sömürüye, adaletsizliğe ve baskıcı yönetimlere karşı bağımsızlık, demokrasi, sosyal adalet, özgürlük ve tam bağımsız Türkiye için mücadele etti. Her biri siyasi kahramandı. Kimisi idam edildi, kimisi kahpe bir kurşunun hedefi oldu, kimisi de işkence de katledildi. Deniz Gezmiş’in idam sehpasındaki duruşu, Mahir Çayan’ın son kurşuna kadar direnişi, İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede susmayan tavrı; yalnızca birer anı değil, bir ahlaki duruş ve politik tutarlılık örneğidir Parayla pulla hiç işleri olmadı. Hiç biri yolsuzluk, hırsızlık ve dolandırıcılık gibi suç isnadı ile yüz yüze kalmadılar. Hepsi gencecik yaşlarında Devrimci Hareketlerin önderleriydi. Onlardan çok şey öğrendik, onlar bir kuşak değil bir fikirdir ve fikirleri hala yaşıyor. Bugün ise siyasette ki kirlilik ve yarattığı yozlaşma, sol değerleri; yolsuzluk, hırsızlık ve dolandırıcılık gibi suç isnatlarının karanlığının içine hapsetti."