TBMM Genel Kurulu'nda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un imzasını taşıyan "Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. Yıl Dönümü" başlıklı tezkere okunarak kabul edildi.
Tezkerede, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünün büyük bir gurur ve mutlulukla kutlandığı vurgulandı. Kıbrıs Türk halkının Barış ve Özgürlük Bayramı'nın içtenlikle tebrik edildiği ifade edildi.
İleyen yarım asır boyunca Kıbrıs Adası'nda kan dökülmemiş olmasının Barış Harekatı'nın kalıcı mirası ve başarısının tartışılmaz kanıtı olduğunun altı çizilen tezkerede, "Adını barıştan alan, Kıbrıs Türkü'nü mutlak bir yok oluştan kurtaran bu harekat, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1960 Garanti Anlaşması'ndan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri temelinde icra edilmiştir. Bu sayede Ada'nın Enosis hayalleriyle ve bir oldubittiyle ilhakının da önüne geçilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
"SONUÇ ALINAMADI"
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman askerleri ve Kıbrıslı mücahitlerin el ele ulaştıkları zaferin, bağımsız Kıbrıs Türk Devleti'nin teşekkülünde atılan ilk adım olduğu kaydedilen tezkerede, şu ifadelere yer verildi:
"Harekat kararını alan Başbakan Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan'ı, zorluklarına rağmen harekatı büyük bir başarıyla icra edip zaferle sonuçlandıran Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ı, bağımsızlık mücadelesinin öncü isimleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ı saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyoruz. Kıbrıs Türkü'nün varoluş mücadelesinde omuz omuza çarpışan Mehmetçik ve mücahitlerimizi, harekatın isimsiz kahramanlarını, şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla yad ediyoruz. Geride bıraktığımız 50 yılda Barış Harekatı'nın açtığı yolda başarı ve güvenle yürüyen Kıbrıs Türkleri, 1983 yılında, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın önderliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan ederek egemenlik mücadelelerini taçlandırmıştır."
Kıbrıs Türk halkının Türkiye'nin de desteğiyle adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için iyi niyetle çaba sarf ettiği vurgulanan tezkerede, "Ancak, 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakere sürecinde Türk tarafının yapıcı rolüne rağmen, Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle sonuç alınamamıştır. Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği üyeliği ile ödüllendirilirken Kıbrıslı Türkler haksız ve insanlık dışı bir izolasyona, kısıtlama ve ambargolara maruz bırakılmıştır. Kıbrıs Türkü bu duruma ne layıktır ne de razıdır. Oyalanmaya, siyasi eşitliği ve Ada'nın doğal kaynaklarını eşitlik temelinde paylaşımı öngörmeyen önerilerle zaman kaybına tahammülleri de kalmamıştır." görüşleri ifade edildi.