Aralık ayının son haftasından itibaren, Kovid 19, influenza ve diğer mevsimsel virüsler nedeniyle, hastanelerin acil bölümleri ile yoğun bakım üniteleri kırmızı alarm vermeye başladı.
Önceleri 31 Aralık’a doğru kullanılan izinlerin etkisi ve azalan doktor sayısı diye düşünüldü. Bununla birlikte her bir geçen gün gelen hasta sayısı katlanarak arttı.
Alınan bilgilere göre İstanbul’daki pek çok hastanenin yoğun bakım ünitesinin dolu olduğu yönünde. İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esin Tuncay, acil servislerin son haftalardaki Kovid-19 ve mevsimsel enfeksiyonlar nedeniyle dolduğunu, yoğun bakımlarda ciddi bir kriz yaşandığını kaydetti. Toplantıda, Türk Yoğun Bakım Derneği Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Tuğhan Utku’nun İTO’ya ulaştırdığı açıklamaya yer verildi.
"TÜM YATAKLAR DOLDU, HASTALAR KORİDORDA YATIYOR"
Son haftalarda Türkiye’de ama özellikle İstanbul’daki yoğun bakım ünitelerinde görevlilerin aktardığı bilgilere göre, İstanbul hastanelerinin tamamının yataklarının dolu olduğu ve çok ciddi bir bekleyen hasta sayısına ulaşıldı. Bu durum ağırlıklı olarak son birkaç haftada aritmetik oranda artan farklı kaynaklı viral enfeksiyonlardan kaynaklandı.
"YOĞUN BAKIM YATAĞININ YÜZDE 20’Sİ İSTANBUL'DA"
Türkiye’de bakanlık kaynaklarına göre 100 bin kişiye 40 civarında yatak düşüyor. Bu oran dünyadaki en yüksek seviyelerden biri.
İstanbul gibi büyük bir megapol açısından değerlendirildiğine; genel anlamda bütün hastanelerin yüzde 15 kadarının İstanbul’da olduğunu biliyoruz. Türkiye ölçeğinde bakıldığında ve bu sayının yanı sıra hastane yatak sayısına bakıldığında, İstanbul yüzde 18’lik bir oranı temsil ediyor.
"TIKANMA ARA BİRİM YOKLUĞUNDAN DA KAYNAKLANDI"
“Bu kadar yatağa karşın niye hala yoğun bir yoğun bakım yatak talebi var?”
Öncelikle, mevsimsel bir faktör söz konusu. Bu oran bu sene epey artmış durumda. Yoğun bakım yataklarında yine kabaca yüzde 20’lere ulaşan aslında yoğun bakımda yatmayacak kadar iyi olan bu gruba, son dönem kanser hastalarının oluşturduğu bir grup hastamız var.
Kaçınılmaz olarak sayıların bu kadar belirgin fark etmesindeki temel nedeni Türkiye’de yoğun bakım yatak sayısı çok ciddi olsa da, bizim ara birimlerimiz yok. Stepdown gibi, ara basamak gibi, hospice gibi palyatif gibi vs. Türkiye’de bu tip yatakların oluşturulması, akut kronikleşen bu grup hastayı devretmesi gereken bir alan yaratabilir.
YANLIŞ HALK SAĞLIĞI POLİTİKALARININ BEDELİ HALKIN SAĞLIĞIYLA ÖDENİYOR!
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşen Yavru, kış mevsimiyle birlikte artan viral / bakteriyel enfeksiyonlara bağlı olgular sağlık sistemi ve yoğun bakım ünitelerinde krize yol açtığını kamuoyuna duyurdu.
Asıl sorun ise acil, yatması gereken hastalara yatak ve özellikle yoğun bakım yatağı bulmanın son derece güç hatta olanaksız hale gelmiş olmasıdır.
Alanda çalışan hekimler tarafından acil servislerde muayene kuyruklarının uzadığı, acil girişim gerektiren kırmızı alan hastaları için sedye kalmadığı, bazı hastaların yoğun bakım yatağı açılması için günlerce sedye üzerinde beklediği çaresizlikle ifade edilmektedir.
İstanbul’da yoğun bakım yatak sayısı görece yeterli olsa da özellikle Covid, İnfluenza ve RSV enfeksiyonlarının bir önceki yılın aynı dönemine göre iki kata yakın artmış olması, etkilenen yaşlı nüfusun yoğun bakıma gereksinim göstermesi ile mevcut yoğun bakım yatak sayısı ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Sağlıkta dönüşüm politikaları ile doğrudan ilişkili bir başka önemli etken özel hastanelerin yoğun bakım yataklarından maddi imkânı olmayan hastaların yararlanamıyor olmasıdır. Çünkü yoğun bakım yataklarının yaklaşık % 35’i özel sektörde, %15 kadarı, büyük kısmı zaten paralı vakıf üniversiteleri olan üniversite hastanelerindedir. Toplam yoğun bakım yatağının ancak %50 si kamu hastanelerinde bulunmaktadır.