Senaryo kötü, inanmadık!

Bir halk deyimi vardır; birinin sonunun gelmesini beklerken Zulmün artsın denir. Çünkü zulüm arttıkça patlama olur ve o zulüm sona erer!

Hasta bürokratları, öğrencileri inadına hapiste tutan, ilaçlarını verdirmeyen, eziyet eden, avukatlarını tutuklayan, o avukatın avukatını bile tutuklayarak bir ilke imza atan dönem elbet sona erecek. Tarihte hep böyle oldu. Hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmedi.

Özgür Özel’e düzenlenen itibar suikastının senaryosu çok kötü yazılmış; oyuncu performansı yüksek, ancak senaryo ve yönetmen aynı kişiler olabilir, hayli acemi; daha izlenir izlenmez, ufak at civcivler yesin, ya da sen onu külahıma anlat gibisinden halk ağzıyla yanıt verilebiliyor! Çok sevilen bir siyasi figürün cenazesi gibi bir günde sahneye konulan bu siyasi vodvil, ancak öfkelendirdi, canımız acırken ve acıtan çok şey var ki, bir de bu üzerine tüy dikti!

SİLAH OLARAK KULLANILDI
Kullanışlı aparat olarak seçilmiş tip, tıbbi terimlerle sadomanyak, kendi kanından canından olmuş çocuklarını uyurken yataklarında kafalarına sıkarak öldüren bir kansız. Kızı o vahşetten balkondan atlayarak yaralı kurtulmuş ve yaşadığı travmadan sonra korkudan yurt dışında yaşıyor. İki kez müebbet hapse mahkûm olan evlat katili, infaz yasamızın siyasi olmadığı için bu tip suçlara gösterdiği şefkat ve anlayış sayesinde en fazla 16 yıl yatıp çıkabilecekken siyasi mahkûmlara yer açmak için yapılan düzenlemeyle biraz daha erken çıkıyor! Ama içeride kaldığı sürede, Derin Devlet’e kullanışlı aparat olma konusunda eğitim almış, Hrant Dink’in katili ile tanışıp ondan feyz almış. Derin Devlet’in bazı “iflah olmaz tipleri” adam etme konusunda yararlı olduğu konusunda yıllar önce bir sokak röportajında beyanat bile vermiş! O tipi sokakta yakalayıp da içindeki suçlu olma potansiyelini fark ederek röportaj yapan genç gazeteci adayının alnından öpüyorum!

İNANILMAZ AMA GERÇEK

Halk TV’de Salı gecesi “Halkın Haberi” programını sunan deneyimli gazeteci Ekrem Açıkel’in programından öğreniyoruz ki bu evlat katili hırt, bir süre önce İBB’nin Saraçhane’deki binasına gelerek Ekrem İmamoğlu’na suikast yapılacağına ilişkin bilgi vermiş. İBB çalışanlarının ciddiye alıp Emniyete haber vermesi ise hiç işe yaramamış. Sorguya çekilen Selçuk Tengioğlu’nun anlattıklarının kendi kanaati olduğu düşünülmüş. Belki de bu ifade ve işe yarar kişiliği nedeniyle Derin Devlet’in kullanabileceği bir eleman olarak kabul edilip iş bulmuş olabilir?

GÖREV EMRİ VE OLAY
Suç eğilimli, kullanışlı aparat Selçuk Tengioğlu, Özgür Özel’e uyarı göreviyle işe alınıyor. Taksim’in göbeğindeki AKM’de yapılacak olan cenaze töreni zaman ve mekân olarak uygun bulunuyor. Özgür Özel’in törene katılacağı zaten emniyetin bilgisinde.

Yapılacak tek şey, Özgür Özel’in giriş ve çıkışının Taksim Meydanı tarafında olması. 

Törene bir saat önce gelen Özgür Özel, arkadaşlarıyla AKM’nin önündeki bir otelde biraz dinleniyor. Girerken saldırı törenin insicamını bozar. Çıkışta yapılması uygun. 

Bunun için Özgür Özel’in aracı otoparka alınmıyor! Alınsa çıkarken ulaşılamayacak! Bu konuda Özgür Özel’in ekibi ve Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Özbek ile tartışma yaşanıyor. 

Ekibinin ısrarına rağmen bunun engellenmesinin tek nedeni olabilir: saldırının gerçekleştirilebilmesi!

Evet, senaryo yazıyorum ama onların yazdığı senaryodan daha gerçekçi. Yoksa doğal olarak Özgür Özel’in aracının otoparka alınması gerekiyor. O düzeyde bir kişi devletin bütün otoparklarına öncelikli olarak giriyor. Ayrıca o gün protokol sıralamasına göre ondan daha önemli biri de yok!

Yani herkesten önce onun aracının alınması doğal süreç, ama alınmıyor. Çünkü muhtemelen kapıdan çıkması isteniyor.

OLAY ANI

Niketim kullanışlı aparat olay mahalline erkenden geliyor. Yakasına bir Sırrı Süreyya Önder fotoğrafı takıp kamufle oluyor. İçeride büyük bir kalabalık var iken nedense AKM önünde hiç güvenlik yok, belki sivil polis var ama resmi polis yok? Neden acaba?

Şahıs, kusura bakmayın adını anmak ona önem ithaf etmek, ağzıma almak istemiyorum, etrafı kolaçan ederek, hatta Özgür Özel’in gelmesine yakın, iki saattir uyuşan kaslarını esneterek bekliyor. Özgür Bey gelirken de gayet profesyonel olarak önünü arkasını kollayıp araya karışarak yüzüne bir tokat patlatıyor!

Maksat öldürmek olsaydı, onu da rahatlıkla yapardı. Ama sanırım şu aşamada amaçlanan o değil. Türkiye’nin hepten karışıp ekonomisinin batması değil, istenen. Ders vermek isteniyor. Silkeleyin, telef olacak gibi laflar öldürmeyi içermiyor. Küçük düşürün, ders verin, korkutun deniliyor.

Neden mi bu kadar eminim, eminiz bu olayın bir senaryo ve yönetim dahilinde gerçekleştiğine? Sokakta iki bağıran öğrencinin üzerine atlayıp öldüresiye darp ederek göz altına alan polis, bu kişiyi kollarından kibarca tutarak ASAYİŞ bölgeye götürüyor. Yani sıradan bir asayiş olayı, bir tokat atmış, ne var yani? Bitmedi. Şahsın verdiği ifade, güldürmeyi bile beceremeyecek kadar acemice yazdırılıp ezberletilmiş. Özgür Özel’in sokak eylemlerine kızıyormuş da, yemek kartı istemiş de alamamış da, Tepebaşı’nda bir işçi otelinde ayda 4 bin TL’ye kalan, çalışmayan ama belediyeden çeşitli yardımlar alan, ne ilginçtir ki bankada yüzbinlerce lirası olan kişi, bunların hiç birine yanıt vermeden bu ifadeye inanmamızı bekliyor! Tutuklandı diye sevinecek miyiz? Bence başkaları konuşturmasın diye. Çünkü dilini de tutamıyor. İçerde öldürülebilir de. Konuşup da profesyonelliği ortaya çıkmasın diye.

Neden bu vodvil, bu tiyatro? İtibarsızlaştırma. Tokat yiyen adam. Dayak yiyen adam. Anında sosyal medyada yorum yapan bir “gazeteci” bununla dalga bile geçmişti de kulağı çekilince sildi. İkinci amaç, haddini bil, daha kötüsünü de yaparız demek. Ve CHP’lilerin hep başına gelir bu, geldi. Ne zaman iktidara yürüyüşte bir yükselme ivmesi yakalasa canını yakarlar.

ÖNLEME GİRİŞİMLERİ

Bakınız: CHP’nin en başarılı siyasetçisi üç kez seçilmiş İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, uyduruk gerekçelerle siyaseten esir alındı, kamuoyunda espri kaynağı olan Silivri’ye tıkıldı. Cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesmek için üniversite diploması sözde iptal edildi. Bunu da diplomasını ispat edemeyen birinin iktidarı yapıyor üstelik! Ekrem Başkanın bütün ekip arkadaşları, bütün beyin takımı, kadrosu, uyduruk suçlamalarla hapse atıldı, birçok belediye başkanı görevden alındı.

Sonuç: Bir halk deyimi vardır; birinin sonunun gelmesini beklerken Zulmün artsın denir. Çünkü zulüm arttıkça patlama olur ve o zulüm sona erer! Hasta bürokratları, öğrencileri inadına hapiste tutan, ilaçlarını verdirmeyen, eziyet eden, avukatlarını tutuklayan, o avukatın avukatını bile tutuklayarak bir ilke imza atan dönem elbet sona erecek. Tarihte hep böyle oldu. Hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmedi. Dozajı arttığına göre sona geliniyor. Hayırlısı olsun. Özgür Özel ne güzel dedi: Korkacak olsaydık siyasete girmezdik! İki Özgür de çok iyi gidiyor, Ekrem İmamoğlu’nu da çok özledik, kavuşacağımız günler çok yakın!